2023 seçimlerin kaderini de elektrik, mazot ve gıda belirleyecek…
Ne alaka diyebilirsiniz.
Hafızanızı zorlarsanız, 2018 seçimlerine ve sonrasında 2019 yerel seçimler öncesinde patlayan gıda fiyatların çok büyük bir etkisi oldu.
Hükümet ilk kez yüksek gıda fiyatları ve teminin de refleks gösteremedi.
Pek çok ürünle ilgili TMO’nun alım yapması mümkün iken patates soğanla ilgili bu güne kadar bir görevi olmamıştı ama oldu ve bunu da gördük.
Dün olmayan patates soğanla ilgili sorun yaşarken, geçen yıl üreticinin elinde kalan patates soğanla ilgili sorunu da görmüş olduk.
TMO bu süreci çok iyi yönetti, teşekkür ediyorum…
Muhalefet bunu çok iyi gördü ve hükümeti halka şikayet etti, ucuz gıda temini ve tarımsal üretimle ilgili vaatlerde bulundu, tanzim satış mağazaları fikrini öne sürdüler.
Bunun yerel seçimlere yansımasını hep beraber gördük.
Ve bu tuttu…
Biz ne yaptık, hedefi yönü ve misyonuna karar verememiş Tarım Kredi Kooperatiflerinin giden ekibi 1000 marketlik Tarım Kredi Marketleri fikrini önerdi ve bu fikir hemen kabul edildi.
Oysaki 3-5 zincir marketin 40 bin şubesi olduğunu görmeden ve bu marketlerle nasıl rekabet edileceğine karar verilmeden işe koyunuldu.
Şimdi bu sayı 1.500’e çıkartılacakmış!
Umarım bu olmaz, devlet market açmaz, market ya da diğer kurum kuruluşları kontrol eder icap ederse kulağını çeker, hizaya sokar…
Hemen şu soruyu sorabilirsiniz, Tarım Kredi Kooperatifleri, TİGEM, TMO, Türkşeker, Çay-Kur gibi kurumlar satış yapıyor.
Doğru ancak bunların bu kurumlara maliyetleri yok denecek kadar az. Bu iş için ek finansman, personel istihdamı ya da kiralama gibi sorunları da yok.
Tam tersine üreticilere faydası bile var.
Ama piyasada market açmak apayrı bir iş ve devlet özel sektör gibi market de açmamalı…
Bir örnek mi Torku dev bir çiftçi örgütü bana göre muazzam işler yaptı Recep Konuk’un heykeli dikilmeli gıda sektöründe yerli ve milli üretimi tüm Türkiye’ye gösterdi…
Dev bir marka yarattı TORKU…
Herkes gibi gittiğim marketlerde Torku markalı ürünleri görmeyince almadım ve özellikle istedim.
Sonuç, kendi market zincirini kurma isteğini duyunca inanamadım!
Bir ürünü üretmek ambalajlamak marka haline getirip piyasaya arz etmek ayrı, bu zinciri kurmak apayrı bir iş…
Ve sonuç bana göre market işine girmek yanlış bir karar…
Torku’nun kaderi ne olacak bekleyip görmek lazım.
Bu market işinden bir an önce dönülerek market reyonlarında yerini alır inşallah…
İşi, o işi bilen yapmalı herkes her işi yapmamalı.
Patates, soğan krizinin bir faydası oldu. Belediyeler tarıma döndü…
Artık fide. Fidan, tohum hatta tavuk gibi pek çok ürünü üreticilere sağlayarak destek olmaya çalışıyorlar. Bu fevkalade bir gelişme ancak bunu yaparken İl tarım ve İlçe tarım müdürlükleri ile koordineli yaparlarsa hedeflerine ulaşırlar.
Malum her yörenin ürün deseni, iklim yapısı ve toprak yapısına göre ürün seçilir aksi durumda kaynak ve zaman israfı olur…
Diğer bir faydası kurulan kalkınma kooperatiflerinin pek çoğu belediyeler ile anlaşarak ürettikleri ürünü pazarlama şansına sahip oldular.
Ancak bu ne kadar devam eder, kestirmek zor…
Günümüze geldiğimizde yüksek girdi maliyetleri yüksek maliyetli üretim demek buda raflara yansıyan önemli bir sorun.
Bu sorunu tek yaşayan biz değiliz, denebilir.
Ama bize yansıması ekonomik dengelerimizi alt üst etti bunu da görmek lazım.
Sonuç hükümetin tarım ve gıda üretimini artırması girdi maliyetlerini düşürmesi ve doğru planlama ile sürdürülebilir bir planlama ile yola devam etmeli…
Tarım bakanlığının yardım bakanlığı değilde üretim ve planlama bakanlığı olduğunu hatırlaması gerekiyor…
Tarım için doğru yönlendirme, Zaman, ürün ve planlı destek çok önemli.
22-23 dönem milletvekili yapmış bu iki dönem de tarım komisyonu başkanlığı yapmış Prof. Dr. Vahit Kirişçi’nin gelişi bir şans her ne kadar zamanı az olsa da.
Sahadaki mühendisimizi ve üreticimizi dinleyerek bir şeyleri değiştirebileceğini düşünmek istiyorum…
2023 için umut ışığı için gıda, mazot ve elektrik istikrarı en önemli kriter olacak…
Hami Fiskeci
Tarım ve Ekonomi Yazarı