TİGEM’de son 30 yılın destanı yazıldı 4 yılda inşallah daha da iyi olacak emekle, doğru kaynak kullanımı ve planlama ile…
Türkiye’nin en büyük çiftçi kuruluşu olan TİGEM tarihinin en büyük başarılarını elde ederken TİGEM’i mesnetsiz tartışmaların ortasına çekmeye çalışan silahşörler olduğunu üzülerek görüyorum.
Tarım ve Ekonomiyi bilmeyenlerin biliyormuş gibi yazı yazmalarını hayretle izliyorum, ülkemizin ve dünyanın en büyük tarım ve hayvancılık işletmelerinden birisi olan TİGEM’le hesabı olanlar çamur at izi kalsın mantığıyla bir kampanya yürütüyorlar…
Sadece kurumu değil görev yapan insanları da karalayarak birilerinin değirmenine su taşıma gayretlerini üzülerek görüyorum.
Kısaca TİGEM’den ve yapılanlardan bahsetmek isterim;
2010 yılında 210 bin dekarlık alanda sulu tarım yapılan tarım alandan bu gün 942 bin dekar alana çıktı önümüzdeki ay inşallah 20 bin dekar alan daha sulu tarıma açılarak 962 bin dekar alan çıkacak…
Bu, başarı özveri ve kaynakların doğru kullanımı değilde nedir.
Güvenlik görevlisinden tarlada çalışan işçisine genel müdürüne kadar çalışmanın eseri değil de nedir?
Son 10 yılda 2000 su kuyusu açılarak toprak suyla bereketle buluşturuldu bu kuyulardan sadece 7’si azalan yeraltı su rezervleri ve kuraklık nedeniyle kurudu…
2019 yılından bu yana kara geçen TİGEM 2021 yılını 140 milyonluk bir kar ile kapattığından bahsedilmiyor bile…
Sulu tarım alanında son teknolojiye sahip olan TİGEM kuraklık oluşan bölgelerdeki negatif durumu sulu tarım ile süspanse etme yeteneğini sürekli geliştirerek hedeflerine doğru yürümekte…
Yerli tohum üretiminin desteklenmesi ve ülkemizin beklediği başarılara imza atan TİGEM’in yerli ve milli çalışmalarından nedense kimse bahsetmiyor!
Büyük baş ve küçük baş hayvancılıkta TİGEM dünya ile entegre çalışarak elde ettiği başarılardan bahsedilmiyor!
Tarım ve Hayvancılık odaklı yapılan çalışmalar her ne kadar başarı çıtasını yükseltse de ne yazık ki TİGEM ciddi manada bir saldırı altında…
Üstelik kar eden, başarıları göğsümüzü kabartan TİGEM ve yönetimi siyasi ikbal ve rant adına saldırı altında…
Yaptığım araştırmalarda üretim ve gelişim odaklı olan çalışmaları kişiselleştiren, gazetecilik adı altında çıkar ve menfaat sağlama arayışında olan kişilerin başlattığı oyuna gelmek kurum çalışanlarının motivasyonunu düşürmesine izin verilmemesi gerekiyor.
Hem TİGEM’in hem de Tarım Bakanlığın bu konuya alakalı mutlaka adli süreci işletmesi gerekiyor.
Yalan ve yanlış haber yaparak kurum, kuruluş ve kişiler üzerinde siyasi baskı kurulmasına izin verilmemesi gerekmektedir.
Türkiye’nin en büyük üretim havzası olan Ceylanpınar işletmesi hiç şüphesiz geçmiş yıllara nazaran daha kurumsal, daha üretim odaklı bir tarım işletmesine dönüştürülmüş durumda.
Emeği geçenlere teşekkür ediyorum…
Geçmiş yıllarda başarılı bir bakanlık süreci ifa eden Şanlıurfanın kıymetli evladı Sn. Ahmet Eşref Fakıbaba ve Tarım Orman eski Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece ve bazı yöneticilerin konuya dahil edilmeye çalışılarak bir baskı kurma faaliyetini acemice görüyorum.
Şanlıurfa Ceylanpınar Tarım İşletmeleri merkezli bu yazı için birkaç şey demek istiyorum;
1-Kişilerle sorunu olanlar için her daim yargı kapısı herkese açıktır.
2-Gidenlerin arkasından her daim konuşmak kolaydır.
3-Yüreğiniz var ise neden görevden ayrılmayı beklediniz…
4-Ve neden şimdi?
5-Tarım ve Kurumlar üzerinden Hükümetin başarı politikalarını zaafa uğratamıyacaksınız her şey milletin gözü önünde ve hesap ortada.
Sanırım birlerinin TİGEM üzerinden beklentileri var ve bu fırsat kollayanlar için tam zamanı deniyor.
Tarım Bakanlığındaki nöbet değişimi bunun için biçilmiş kaftan, yeni yönetim yeni ekip!
Haklıyım dimi!
Bugün TİGEM’in başarılarından bahsederken geçmişte TİGEM işçisinin içinde bulunduğu zor koşulları hatırlamamak elde değil.
Geçmişte maaşları işçiye ürettikleri buğday arpa ile ödemeye çalışan acziyet döneminden, bugün TİGEM isçisinin almış olduğu maaşlar oransal olarak da Türkiye’de ilk beş sırada yer almakta…
İnşallah bu sıra daha da yükseğe çıkar çünkü işçilerimizin alın teriyle ve doğru yönetimle buralara geldiler aldıkları her kuruşu fazlasıyla hak ediyorlar.
Başarılarından kısaca bahsettiğim devletimizin en önemli kurumlarından birisi olan ve çok ciddi bir kurumsallık yakalayan TİGEM ve çalışanlarına yönelik bu ithamlara sessiz kalmayı doğru bulmadığımı bir kez daha hatırlatarak “altın yere düşse bile değerinden hiç bir şey kaybetmez” sözü ile tüm TİGEM çalışanlarına, yöneticilerine TEŞEKKÜR etmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.
Hami Fiskeci
Gazeteci
Tarım ve Ekonomi Yazarı