Ülkemizde sahip olduğumuz Tarım alanları, Ormanlar, Akarsu ve Gölleri korumak bize ana sütümüz gibi helal…
Her ne kadar bu görev çeşitli kamu kurumlarına verilmiş gibi gösterilse bile, durum ortada (!)
İmara açılan milyonlarca dönüm tarım alanı, yok olmaya terk edilen göller, sanayi atıklarına maruz bırakılan akarsularımız, defalarca yakılan orman alanlarımız…
Yok edilen ekolojik çeşitliliğimiz her geçen gün tehdidi artan saldırı altında.
Hükümetler her ne kadar bunu önlemek için kanun çıkartmış olsalar da tablo her şeyi açık etmektedir.
Körler sağırlar bir birini ağırlar…
İşinin başındaki ya da “Toprak Koruma Kurulu” ndaki insanlara çok fazla da kızmıyorum Türkiye’de şu gerçek ki “emir demiri keser” mantığı siyasetin olmaz ise olmazı…
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı artık Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı adını aldı…
Tebrik ediyorum bu aklı ve fikri kim verdi?
Kim bunun sorumlusu?
İklim değişikliğinin ana enstrümanları olan “Su ve Orman” Tarım bakanlığında iken hangi mantıkla bu yapıldı?
Kimse demedi mi, Çölleşme ve Erozyon Genel Müdürlüğünü ve Meteorolojiyi buraya almakla bu iş olmaz…
Anlaşılan dememiş ki bu durum yaşandı.
Gittiği yere kadar gidecek artık, biz tarım alanlarımızı ve suyumuzu korumak için görevimizin başında olacağız sizleri her daim uyaracağız.
Neyse ilerde zaten bu olur, yani su akar yolunu bulur ama bu popülizm, zaman kaybı ve emek israfından başka bir şey değil…
Keşke bu konuda sivil topluma, ilgili kurumlar olan Orman Genel Müdürlüğüne ve DSİ Genel Müdürlüğünde bir mühendise bile sorsanız emin olun söylerlerdi…
Neyse yapboz tahtasına da sıra gelir o zaman bu iş düzelir.
Dost acı söyler…
Gazeteci
Tarım yazarı
Topraktv06@gmail.com